Annem Alev Alatlı Bayramda herkesi mutlu edecek sofralar hazırlardı

“`html

Kurban Bayramı: Paylaşmanın ve Bir Araya Gelmenin Anlamı

Kurban Bayramı, sadece dini bir ritüelin icra edildiği bir dönem değil; aynı zamanda dostlukların güçlendiği, sevgilerin paylaşıldığı ve sofraların bereketlendiği özel günlerdir. Bu bayramda, her bir aile sofrası geçmişten gelen kültürleri, anıları ve aile büyüklerinin değerlerini barındırır. O sofralar sadece yemek sunmaz; aynı zamanda kalpleri birleştirir, ruhları besler. Bayramlar, büyüklerin dualarıyla şenliklenen, çocukların kahkahalarıyla coşku dolup taşan, dostlukların pekiştiği değerli anlar olarak hatırlanır. Gerçek kurban, yalnızca hayvan kesimiyle değil; aynı zamanda dargınlıkların, egoist düşüncelerin ve mesafelerin de ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşir. Merhum mütefekkir Alev Alatlı’nın dediği gibi: “Sadece bedensel değil, ruhsal bir doyum da ancak aynı sofrada gerçekleşir.”

Alev Alatlı: Sofra Kültürünün Temsilcisi

Düşünce dünyasına derin izler bırakmış yazar Alev Alatlı’yı, bu bayram vesilesiyle bir kez daha anmanın zamanı. Onun mirası, yalnızca yazdıklarıyla sınırlı kalmadı; aynı zamanda yaşamının merkezine yerleştirdiği sevgi dolu sofralarıyla da hafızalarda hatıra olarak kazındı. Alatlı, sofranın bir kültür ve nesiller arası aktarımın sembolü olduğunu anlamış bir düşünür olarak, bayram sofralarının zenginliğiyle bizlere ilham vermeye devam ediyor. Yeni Şafak Pazar olarak, bu bayram vesilesiyle Alatlı’nın kızı Funda F. Aktan ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Annesinin entelektüel mirası, yazma disiplinleri ve aile içindeki öğretici yönleri üzerine konuştuk. Alev Alatlı’nın yazarlığının yanı sıra mutfak ve sofra kültürüne olan katkısını da hatırlamış olduk.

Alev Alatlı'nın Bayram Sofrası

Evimizin Kalbi Mutfaktı

Toplum, Alev Alatlı’yı entelektüel bir figür olarak tanısa da, evde ona dair çok daha sıcak ve öğretici anılar vardır. Kızı Funda F. Aktan, annesinin yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda bir rehber olduğunu belirterek, “Annem, hem bir düşünürdü hem de bizlere özverili bir anne ve anneanne,” diyerek anlatıyor. “Evimizin kalbi mutfakta atardı. Mutfak tezgahımız, annemin yemek yaptığı yer olmanın ötesinde, onun fikirlerini, haberlerini ve dünya görüşünü bizlerle paylaştığı bir alandı.” Alev Alatlı, düşüncelerini, aile hayatının bir parçası haline getirerek bizlere aktarıyordu. Aktan, annesinin, asla geçici tartışmaların içinde yer almadığını; olaylara her daim derin bir perspektiften yaklaştığını ifade ediyor.

Yazmak, Alev Alatlı İçin Bir Disiplin İşiydi

Alev Alatlı’nın yazarlığı, sadece kaleme aldığı eserlerle değil; aynı zamanda yaşam tarzıyla da şekillenmiştir. Kızı Funda F. Aktan, annesinin yazma saatlerini çocukken gözlemleyip şunları söylüyor: “Annem, beni daha bebekken bile daktilosunun yanına oturtur, yazmaya devam ederdi.” Onun için yazmak sadece bir meslek değil; yaşamın kendisi gibiydi. Biliyordu ki, düşüncelerini ifade etmenin en iyi yolu yazmaktı. Aktan, annesinin her zaman disiplinli ve kararlı bir şekilde çalıştığını vurguluyor. “Yazmadan önce, araştırmalara büyük özen gösterirdi. Her kelime, her cümle üzerinde hassasiyetle düşünürdü.”

“Daima Yapılması Gerekeni Yaptı”

Alev Alatlı, kızı için yalnızca düşünceleriyle değil; aynı zamanda hayatı şekillendirecek bir role sahipti. Aktan, “Annem sadece düşünür değil, aynı zamanda hayatıma yön veren, sıklıkla yanımda olan bir arkadaştı.” diyor. Eşinden ayrıldıklarında, Alatlı, kızıyla yalnız başına güçlü bir aile kurmuştu. O, zorluklar içinde bile umudunu hiç kaybetmedi. “Elinden geleni değil, yapılması gerekeni yap mantığını benimsememi sağladı.” Her türlü zorlukta onun verdiği cesaret, Aktan’ın yaşamı boyunca rehber oldu.

Türk Kimliğine Derin Sevgi

Alev Alatlı’nın, Türk toplumuna olan sevgisi ve bağlılığı da kızının hayatında önemli bir yer tutuyor. Aktan, “Annem, Türkiye için hep bir şeyler düşünmekte ve üretmekteydı. Onun mirası, sadece ailemizle sınırlı değil; tüm topluma da etki ediyor,” diyerek duygularını ifade etti. Annelerinin bıraktığı değerler arasında, akıl, ahlâk ve adalet gibi temel prensipleri her zaman hatırlarken, bunları mezar taşında da görmekteyiz.

Bayram Sofralarının Anlamı

Kurban Bayramı, aile birlikteliğini ve sevgi dolu anları çağrıştırmaya devam ediyor. Aktan, annesinin hazırladığı bayram sofralarının kalabalık ve dertlerin unutturulması adına önemli olduğunu vurguladı. “Annem, insanların mutluluğunu önemli sayar; onlara en güzel yemekleri ikram ederdi. Herkesin kendini ait hissedeceği bir atmosfer yaratırdı.” Bayramların sadece bir tatil değil, aynı zamanda hayatı anlamlandırmak için bir fırsat olduğuna dikkat çekiyor.

Yemekle Anıların Paylaşılması

Alev Alatlı’nın mutfak kültürü, sadece yemek tariflerinden değil; aynı zamanda mutluluk ve anı paylaşımı ile doluydu. Ailede kalabalık sofralar kurarak geleneklerini devam ettirme çabası içinde, Funda F. Aktan, Alev Alatlı’nın tariflerinin yalnızca yemek yapmanın ötesinde, birlikte geçirilen zamanın da kıymetini gösterdiğini ifade ediyor. “Annem için yemek, anı paylaşmak ve mutluluğu birlikte yaşamak demekti,” diyerek bu güçlü bağı vurguluyor.

“`

Related Posts

ABD’nin petrol sondaj kulesi sayısı azalmaya devam ediyor

ABD’de petrol sondaj kulesi sayısı bu hafta 9 azaldı.

Euro Bölgesi ilk çeyrekte büyüme gösterdi

Euro Bölgesi ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,6 büyüme kaydetti.

Bayramın ilk gününe dolar/TL nasıl başladı?

Dolar/TL haftayı yükselişle kapatırken, yatırımcıların gözü bugün açıklanacak ABD tarım dışı istihdam verilerine çevrildi. İşte Kurban Bayramı’nın ilk gününde dolar/TL kurundaki

Petrol fiyatları ne kadar oldu?

Brent petrolün varili, uluslararası piyasalarda 64,92 dolardan işlem görüyor.

Faturası devlete hediyelik tespih

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan konuklarına tespih hediye aldı, faturası devlete kesildi. Bakanlığın yılın ilk 5 ayında yaptığı ikramlar ve yemek bedeli de 2 milyon liraya ulaştı.

Çocuklara bayram gelmiyor: ‘10 çocuktan 1’i giysi alamıyor’

CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, bayram öncesi yurttaşların çektiği yoksulluğun çocuklara etkisine vurgu yaparak “TÜİK’in 2024 verilerine göre 15 yaş altı her 10 çocuktan biri maddi yetersizlikten giysi alamıyor” dedi.